25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olması vesilesiyle yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi,
25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabal Kardeşler adlı üç kız kardeşin , vahşice öldürülmelerinin üzerine , Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 17 Aralık 1999 tarihinde, kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım gününü ‘’Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’’ olarak ilan etmiştir. Bugüne kadar katledilen tüm kadınlarımızı saygıyla anıyor ve kadına karşı şiddeti bir kez daha kınıyoruz.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddet sürekli artış göstermektedir. Kadınlar yalnızca erkeklerin fiziki şiddetine maruz kalmamakta aynı zamanda ‘’erkek egemen sistem’’in dayattığı toplumsal baskı, cinsiyet eşitsizliği ve hak ihlalleri ile de mücadele etmektedir.
Kadına şiddet ; toplumumuzda hala başlık parası alınması, aile içinde veya dışında fiziksel ve cinsel saldırılara maruz bırakma, evlilik içi tecavüz, çocuk gelin, namus cinayetleri, iş yaşamında erkeklere kıyasla aynı iş için daha az maaş, düşük pozisyonlarda çalıştırma, ev içindeki emeklerin göz ardı edilmesi, kadının rızası olmaksızın çekilen fotoğraflarını yayma tehdidi, kadının gece tek başına yolda yürümekten dahi çekinmesi gibi bir çok şiddet türünü içermektedir.
Her güne bir kadın cinayeti haberi ile uyandığımız ülkemizde kadının yaşam hakkına değinmek isteriz. Ülkemizde 2024 yılı içinde gelmiş olduğumuz bugüne kadar 406 kadın cinayeti gerçekleşmiştir. Kadınlar istatistiklere göre en çok evli oldukları eşleri ve boşanma döneminde oldukları erkekler tarafından ve kendilerini en güvende hissetmeleri gereken evlerinde öldürülmektedir. Yine istatistiklerde en çok çalışmayan kadınların öldürüldüğü belirtilmiştir. Kadına yönelik şiddeti azaltmanın ancak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların sosyal konumlarının yükseltilmesiyle gerçekleşeceğini bu istatistikler bir kez daha önümüze sermektedir.
Kadın cinayetlerine karşı toplumun duyarsızlaştırılması ve faillere verilen cezaların yetersiz olması, şiddet gören ve tehdit edilen kadınlara yönelik yeterli önlemin alınmamasında devletin tüm organlarının ve yargı sisteminin sorumluluğu bulunmaktadır.
ŞİDDETİ ÖNLEME KONUSUNDA YAPILMASI GEREKENLER
Toplumda şiddet konusunda farkındalık ve duyarlılık yaratmak için okul öncesinden başlayarak okulda, ailede, kamu kurum ve kuruluşlarında, askerlikte, özel sektörde kadın hakları ve aile içi şiddet ve şiddeti önleme konusunda bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.
Şiddeti önleme konusunda Bakanlıklar, Barolar, Yerel yönetimler, Kadın Dernekleri, Medya, Adli Tıp, Yargı ve Güvenlik Güçleri işbirliği içinde olmalıdır.
Toplumda şiddeti ,caydırıcı örnek oluşturma yoluna gidilmesi gerekmektedir. Örneğin; aile içi şiddet uygulamış ve hakkında fezleke hazırlanmış milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması, aile içi şiddet uygulayan memurların disiplin soruşturmasına tabi tutulması gibi toplumsal örnekler oluşturulmalıdır.
Kadınların eğitiminin yanı sıra toplumdaki kadın ve aileye bakış açısının değiştirilebilmesi için erkeklere yönelik yoğun bilgilendirici programlar yapılarak erkek farkındalığı yaratılmalıdır.
Şiddet mağdurlarının başvurularında 24 saat hizmet verebilecek birimler kurulmalı ve donanımlı hale getirilerek aktif çalışmalarının sağlanması gerekmektedir.
Kadın istihdamı artırılmalı, kadınlar için meslek edindirme kursları açılmalı ve kadınlara iş sahaları yaratılması konusunda ilgili Bakanlık, kadın kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmalar yapmalı ve fon oluşturmalıdır.
Sığınma evlerinde, sığınmacı mağdurlara mesleki beceri kazandırılmalı ve şiddet sonrası yeni bir yaşam kurabilme beceri ve olanakları sağlanmalı, iş imkânı yaratılması için devlet ve ilgili kurumlar gerekli maddi desteği vererek bunun için özel fonlar oluşturmalıdır.
Kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için mevcut 6284 sayılı kanunun etkili bir biçimde uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve kararlı devlet politikasının uygulanması gerekmektedir.
SON OLARAK ŞİDDETE UĞRAYAN VE ŞİDDET TEHDİDİ ALTINDAKİ KADINLARIMIZA SESLENİYORUZ ! Şiddete maruz kaldığınızda NİĞDE BAROSU, 112 ACİL ÇAĞRI MERKEZİ, VALİLİK, KAYMAKAMLIK, ALO 183 SOSYAL DESTEK HATTI, SAĞLIK KURULUŞLARI, CUMHURİYET SAVCILIKLARI, İL VE İLÇE SOSYAL HİZMETLER KADIN DANIŞMA MERKEZLERİ, ŞİDDET ÖNLEME VE İZLEME MERKEZLERİ (ŞÖNİM),KADIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE başvurabilirsiniz. Ayrıca telefonlarınıza indireceğiniz KADIN ACİL DESTEK UYGULAMASI (KADES) aracılığıyla, risk ve tehdit unsuru oluştuğunda tek dokunuşla en hızlı şekilde olay yerine en yakın ekip ve devriyenin sevk edilmesini sağlayabilirsiniz . Niğde Barosuna başvurarak ,avukatlarımızdan adli yardım desteği de alabilirsiniz .
Niğde Barosu ve Kadın Hakları Komisyonu olarak kadına şiddetin karşısında kadınlarımızın yanındayız . 25 KASIM SADECE TEK BİR GÜN DEĞİLDİR!! HAYATLARIMIZDAN, EŞİTLİKTEN VE CUMHURİYETİN GETİRDİĞİ ÖZGÜRLÜKLERDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ ! Konuşmamızı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle tamamlamak istiyoruz. ‘’KADINLARINI GERİ BIRAKAN BİR TOPLUM ,GERİDE KALMAYA MAHKUMDUR.’’