Yem bitkisi üretimi Niğde’de fırsat ürünü olarak isimlendirsek yeridir. Çünkü Niğde aynı zamanda büyük süt sığırı yetiştiriciliği yapılan bir ildir. Aynı zamanda Niğde, besi hayvancılığının da günden güne geliştiği bir il olarak ön plana çıkmaktadır. Süt sığırı yetiştiriciliğinin yaygın olarak yapıldığı bir ilde yem bitkisi üreticiliği her zaman yükselen bir ürün olacaktır. Bunun yanı sıra Niğde otobanı ile birlikte yem bitkisi ticareti yapmanın da önü açılmıştır.
Yaklaşık elli yılın bir sorunu olan patates üreticiliğindeki miktar ve fiyat istikrarsızlığından dolayı yem bitkisi üreticiliği alternatif ürün olarak ön plana çıkabilir. Çünkü sulu tarım arazisinde hemen hemen aynı ekipman ile yem bitkisi üreticiliği de yapılabilir.
Hayvan yeminin içinde bulunan ithal ürünlerden dolayı suni yemlerde dövize bağlı olarak katlanılması zor fiyat artışları meydana gelmektedir. Özellikle soya ithalatı yem fiyatlarının artışında çok önemli bir maliyet olarak önümüze çıkmaktadır. Yem bitkisi üretimi içerisinde yer alan mısır slajı, yonca, korunga, fiğ gibi ürünlerin yerinde üretimi, damızlık süt sığırı yetiştiriciliğinde ve besi hayvanı yetiştiriciliğinde çok önemli bir girdi ve maliyet azalışına ve ekonomik karlılığa katkı sağlayacaktır.
Yine hammaddenin yakınlığından dolayı Niğde ilinde yem fabrikaları kurulabilir. Çünkü bir sanayi yatırımı için olmazsa olmazlardan olan hammaddeye yakınlık, pazara yakınlık ve ulaşım Niğde’nin fırsatlar şehri olması için büyük bir imkandır. Hammaddeye yakın olan yem fabrikalarının kurulması Niğde otobanı ile birçok pazara düşük ulaşım maliyeti ulaşmanın önünü açacaktır.
Günümüzde insanlık büyük küresel bir salgınla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Küresel salgın karşısında bilim bile çaresiz kalmıştır. Salgın, üretimi bitme noktasına getirmiştir. Arz talep dengesi bozulmuş ve tüm dünya üzerinde özellikle insanın beslenmesi için önemli rol oynayan hayvan üretimi de bu krizden payını almıştır. Aynı şekilde dünya ekonomisini ve ticaret zincirini bozan büyük savaşlar, günümüzde halen devam etmektedi ve maalesef gelecekte de devam edeceği öngörülmektedir.
Ülkemizde ise hayvancılığın önündeki en büyük tehlikelerden bir tanesi ithal girdi ile üretilen hayvan yemidir. Dövizin artışına paralel bir şekilde yemin içinde yer alan ithal ürünlerin fiyatları artmakta ve hayvan yeminin üretilmesi pahalıya mal olmaktadır. Yine ithalata endeksli akaryakıt giderleri ve elektrik başta olmak üzere enerji giderleri hayvan yetiştiricisinin kar etmesini engellemekte ve hatta zarar etmesine neden olmaktadır. Zarar eden hayvancılık işletmeleri özellikle de dişi sığırları kestirmek zorunda kalmaktadırlar. Dişi sığırların kestirilmesi demek, büyükbaş hayvan üretiminin azalması demektir. Bu durum, gelecekte başka bir krizi tetikleyecektir.
Bu sorundan çıkmanın yolu gayet basittir. Hayvan yetiştiricilerinin talep ettiği düzeyde ve hatta daha fazla yem bitkisi üretimi yapmalıyız. Hayvan yeminde dışa bağımlığı ne kadar azaltırsak, hayvancılığın geleceğini de o denli kurtarabiliriz.
Hayvan yemi üretimi için ar-ge çalışmaları bilimsel ve teknolojik kaynaklar ile projeler üretilerek artırtılmanın yollarına gidilmelidir. Geleceğin dünyası, üretenlerin ve katma değer sağlayanların ellerinde yükselecektir.