Yeniden Refah Partisi Niğde İl Başkanlığı Basın Mensupları ile sabah kahvaltısında bir araya geldi.
Basın Mensupları ile kahvaltıda bir araya gelen Yeniden Refah Partisi Niğde İl Başkanlığı, sohbetin ardından basın açıklamasında bulundu.
PANSUMAN TEDBİRLER HALKA ACI REÇETE OLARAK DÖNMÜŞTÜR
Basın acıkmasında Niğde'de geçtiğimiz haftalarda Bor yolunda meydana gelen kaza, Eski Sanayi Sitesi, Eğitim sistemi ve Kovid-19 aşısı gibi konular hakkında bir takım açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi Merkez İlçe Başkanı Ali Selman Işık, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:'' Niğde gündemine Baktığımız da ise ; 10 yıl içerisinde Bor ve Niğde yolu üzeri imara açılmıştır. Ancak bu imara açılmanın sebebi ile nüfus o bölgede yoğunlaşmış , trafiğin yoğunlaşacağı tahmin edilememiştir. Artan trafiğe pansuman tedbirler alınmış buda Niğde Halkına acı reçeteler ile geri dönmüştür. Sürekli ölümlü kazalar meydana gelmiştir. Niğde Halkı bu pansuman tedbirlerin bedelini çok ağır ödemiştir. Adeta yol ölüm yolu olmuştur. Geçtiğimiz günlerde Bir anne ve arkadaşı yavrusunu kurtarmak için canından olmuştur. Kilometrelerce yol veya başka şeyler o annemizi hayata geri döndürmeyecektir. Çelik Tel, Ceza garantili EDS sistemi veya radar buraya pansuman çözüm olmuştur. Oysaki yarayı tedavi etmek gerekir. Bunun çözümü de trafik sinyalizasyon sisteminin artırılması , yaya geçitlerinin bulunduğu yerlere kasis koyulması ve üst geçit sayısının artırılarak akan araç trafiğini yavaşlatmak gerekir. Biz yapalım demiyoruz. Doğruyu kim yaparsa yapsın yanındayız ve destekleyeceğiz diyoruz. Buradan vefat eden vatandaşlarımızın ailelerine başsağlığını bir kez daha yenilemek istiyorum. Allahtan rahmet diliyorum .'' dedi.
''ESKİ SANAYİNDE KİRACİ ESNAFA REEL ÇÖZÜM ÜRETİLMEMİŞTİR''
Yine Eski sanayinin taşınması gündeme gelmesinin ardından eski sanayi esnafının bir çoğu kiracı olduğunu, mülk sahibi esnafların da arsaları değerinin altında alındığını ifade eden Başkan Ali Selman Işık, '' Kiracı esnafa reel bir çözüm üretilmemiştir. Daha eski sanayide bulunan üst geçit bile yapılmamışken hiçbir alt yapısı olmayan ata sanayi tarafına taşınması istenmektedir. Otobüs güzergahında olmayan, doğalgazı olmayan ata sanayi tarafının nüfusu artırılarak o bölgede , trafik, ısınma, müşteri kayıbı, toplu taşımada zorluklar yaşanacaktır. Tıpkı bor yolundaki plansız imar çalışması gibi yeni mağduriyetler doğuracaktır. Alt yapı problemi ve esnafımıza zarar vermeden taşınma işleminin gerçekleşmesi Niğde Belediyemizin menfaatine olacaktır.
Buna benzer bir sıkıntı da Kale bölgesi restore çalışmasında olmaktadır. Kale altı esnaflarının dükkanları değerlerinin çok çok altında alınmaktadır. Rakamlar gülünç ve çok istikrarsızdır. Tüm esnaflar mağdur olacaktır. Bunun müsebbibi TOKİ olarak görünse de Belediyemizin Sorumluluk alanında bulunan bir yerdir. Esnaflara mahkeme yolu gösterilmektedir. Oysa ülkemizde adalete güven %2'lerde olduğu gibi geç gelen adalet adalet değildir. Ülkemizde mahkemeler 5-10 yıl arası sonuçlanmaktadır. Bu süreçte esnafın mağduriyeti ne olacaktır. Oysa Niğde Belediye Başkanımızın halk ile iç içe esnaf ile yan yana dik bir duruş sergileyerek bu problemi çözebileceğine inanıyoruz.
Bizler biz yapalım değil vatandaşlarımız için doğruyu kim yaparsa yapsın diyen bir siyasi görüşe sahibiz. Bizler hayra motor Şerre firen olmak için buradayız. Umarım Emrah başkanımız uyarılarımızı ve çözüm önerilerimizi dikkate alır sonuç olarak da Niğde halkı kazanır.'' Diye konuştu.
''AŞI OLMAK İSTEMEYENLERE DE DAYATMA YAPIP, ZORLAMAK İNSAN HAKLARI VE ANAYASAYA AYKIRIDIR''
Aşı Konusunda da bir takım açıklamalarda bulunan Başkan Işık, ''Dünyayı ve ülkemizi saran Virüs belası mevcuttur. Laboratuvarlarda üretilmiş ve insanlığa büyük bir savaş açılmıştır. Şimdide güvenliği şüpheli, yan etkileri belli olmayan, Sağlık bakanlığı ve Devletin dahi sorumluluk almadığı bir takım sıvıları insanlara zorlayarak enjekte etmek istemektedir. Aşı olmak isteyen Vatandaşlarımız elbette aşılarını olmalı. Ancak aşı olmak istemeyenlere de dayatma yapıp, zorlamak insan hakları ve anayasaya aykırıdır. Aşı yaptırmayan 20 milyondan fazla vatandaşımız dışlanma, aforoz edilme vatan haini ilan edilme tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu kabul edileceğimiz bir durum değildir. Hes Kodu seyahat özgürlüğüne engel iken , zorunluğu PCR testi ise Anayasanın 17. Maddesine aykırıdır. Her şey den önce zorunlu aşıda diretenlerin kamuoyuna şunu açıklaması gerekir. Endonezya'da aşılama başlayana kadar 818bin vaka ve 25bin ölü sayısı görüldü. Aşılamanın yapıldığı ilk 6 ay sonrası 3milyon 239 bin vaka ve 86 bin ölü sayısına ulaşıldı. Tayland'da da aynı gözlemler yapılmıştır. Ülkemizde de aşılama sonrası artış sürekli devam etmektedir. Aşıyı zorunlu hale getirmek isteyen bilim kurulumuz bunu açıklaması gerekiyor. Yetişkin nüfusun neredeyse tamamını aşılayan İngiltere de günlük vaka 50bini geçtiği için kapanmayı düşünmektedir. Dünya geneli istatistikler aşılanmanın vakayı önlemediğini göstermektedir. Zorunlu PCR testi uygulaması da ayrı bir zulümdür. Zaten uygulanması da mümkün değildir. Sadece aşıya zorlamak için çıkarılmış bir sistemdir. Zorunlu PCR testinin bu nedenle acilen kaldırılması gerekmektedir. Bırakın aşı olmak isteyen olsun, olmak istemeyen olmasın. İnsanların kişisel tercihlerine saygı göstermek gerekir. Madem aşı koruyor PCR testi neden isteniyor. Madem Korumuyor neden aşı olan vatandaştan PCR testi istenmiyor. Bu sadece bir dayatmadır. Bunun için Partimizde Danıştay'a Yürütmeyi durdurma davası açmıştır.
Bizler aşı karşıtı değiliz. Buradan altını çizmek istiyorum. Şüpheli, ruhsatı olmayan ,faz aşamalarını tamamlamamış, yan etkileri belli olmayan aşı adaylarının zorla dayatılmasına karşıyız.'' şeklinde konuştu.