Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "10. Anadolu Medya Ödülleri" törenindeki konuşmasında, program dolayısıyla Türkiye Basın Federasyonu'na teşekkür etti.
Yarım asırdır milletin huzurunda olan bir siyasetçi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"81 vilayetimizi hem de pek çok kez adeta karış karış gezdim. Toplumun tüm kesimleriyle bir araya geldim, hasbihâl ettim. Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak şunu çok iyi biliyorum, sadece Ankara ve İstanbul'da değil ülkemizin dört bir yanında canını dişine takarak çeşitli mecralarda çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Hakkın, hakikatin, adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim. Yalnızca ekonomik imkânsızlıklarla değil mahalli medyamız çoğu zaman yerel dere beyleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Zaman zaman mahalli basın kuruluşlarının maruz kaldığı saldırılara, tehdit ve baskılara üzülerek tanıklık ediyoruz. Bir defa şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazılı ve görsel medyanın kılcal damarları durumunda olan sizlerin varlığı bilhassa günümüzde çok daha hayati ve değerli hale gelmiştir. Bu çatı altında güç birliği yapan siz kardeşlerimiz halka ve halkın gerçek gündemine daha yakın vatandaşla etkileşime daha açık bir konumda yer alıyorsunuz."
"Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasının varlığının ve ayakta kalmasının çok önem verdikleri bir konu olduğunu dile getirerek "Dolayısıyla Anadolu'nun tertemiz vicdanını temsil eden siz medya mensuplarımızla bugün bir kez daha aynı havayı solumaktan duyduğu memnuniyeti ifade ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Programımız vesilesiyle görüyoruz ki hakikatin peşinde koşanlar, doğrunun izini sürenler, dördüncü kuvvet olmanın ağır yükünü taşımaya çalışanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler aynı zamanda tarihe not düşer, sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgün ve özgür bir duruş sergiler. Anadolu Yayıncılar Derneği toplam 320 mahalli ve bölgesel radyoyu, televizyonu, gazeteyi, dergiyi bir araya getirerek basın sektöründe işte böyle önemli bir boşluğu doldurmaktadır." ifadesini kullandı. "Anadolu medyası varsa, milletin sesi vardır" değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir. Varlığınızı ve yerine getirdiğiniz vazifeyi çok değerli bulduğumu bir kere daha altını çizerek söylemek istiyorum. Rabb'imden her birinize üstün başarılar diliyorum. Değerli dostlar, bütün bunları meselelerin uzağında bir isim olarak söylemiyorum. Tam tersine siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış, vesayetçi ve tek sesli medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükûmete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesayetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.