NÖHÜ Niğde Yöresi Tarihi ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi arkeoloğu, Mustafa Eryaman, Niğde Alâeddin Camisinde bulunan mimar kitabelerine yönelik devam eden inceleme ve araştırmalarına ilişkin bilgi verdi.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi (NÖHÜ) Niğde Yöresi Tarihi ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi arkeoloğu, Kent Kültürü Araştırmacısı ve Yazar Mustafa Eryaman, Niğde Alâeddin Camisinde bulunan mimar kitabelerine yönelik devam eden inceleme ve araştırmalarına ilişkin basın mensuplarına bilgilendirme yaptı.
“ÜSTAT HİLMİ EREL’İN KUBBELERDEN BİRİNE DİKKAT KESİLMESİ ÜZERİNE”
Konuya ilişkin olarak açıklama ve değerlendirmede bulunan Arkeolog Mustafa Eryaman; “Bu çalışmamızda Niğde Alâeddin Cami’sinde tarafımızca okunması yapılan iki yeni usta kitabesi yanında daha öncesi okunan bir başka usta kitabesi yeniden ele alınıp okunarak bu usta kitabelerinin değerlendirilmesi ve de tanıtılması amaçlanmıştır. Böylelikle yapının sanatkârları yapıya nakşettikleri kitabelerinden anlaşılmıştır. Cami, inşa ve usta kitabelerine göre, dönemin Niğde Valisi Zeyneddin Beşare tarafından 1223 M. senesinde mimarlar Sıddık, Gazi, Mahmud ve Ebubekir’e cami inşa ettirilmiştir. Caminin yapı yönetici ise Müstenireddin’dir.
Niğde ilinin en eski dokusunu içinde barındıran halk arasında Niğde Kalesi, literatürde ise Alâeddin Tepesi olarak isimlendirilen kaleyi konu edindiğim “Niğde Alâeddin Tepesine Dair” isimli makalemizde; “Anadolu Selçuklu döneminde şekillenen Alâeddin Tepesi (Niğde Kalesi), geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte gizemli hali ve de zengin yapısı ile Niğde tarihi ve kültürü adına daima konu olacaktır.” şeklindeki yorumlamamıza nispet; 09.11.2024 tarihinde Niğde’ye gelen, Ereğli’nin soylu ve münevver şahsiyetlerinden olan yazar/araştırmacı Hilmi Erel ve arkadaşları ile birlikte şehir gezisi kapsamında Alâeddin Camisine de ziyaret etmiştik. Bu ziyarette camiyi incelerken üstat Hilmi Erel’in kubbelerden birine dikkat kesilmesi üzerine kubbedeki yazının ne olabileceğine yönelik olarak çalışmalara başladık.
Akabinde belli belirsiz şekilde görünen kubbe merkezindeki bu tezyinli yazıya yönelik birde yayın yaptık. Yapılan yayının eksik ve hatalı olması konuyu yeniden ele almamızı sağlamıştır.
“TEZYİNLİ YAZILAR BU YARIM KUBBENİN MERKEZİNDEDİR”
Yapısal olarak kusursuz şekle ve dizayna sahip tezyinli bu mihrap önü kubbesi merkezindeki bezemenin (yıldızın) bir kolunun eksik olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla da kolların dört değil, beş kol olduğu görülmüştür. Ereğlili kültür araştırmacısı ve yazar Hilmi Erel ile Karamanlılı kültür araştırmacısı, yazar Yusuf Yıldırım ile birlikte yüksek çözünürlüklü yeni görseller üzerinden kitabeyi teyitli şekilde tekrardan okuduk. Okumuş olduğumuz kitabelerden ilki bahse konu tezyinli yazılar bu yarım kubbenin merkezindedir. Mihrap önü kubbesi merkezinde aydınlatma zincirinin olduğu bezeme ve yazılar dairesel taşın üzerinde olup kabartma tekniğindedir. Zincir yuvasından başlayan ve dört farklı yöne dağılan derin çatlakların olduğu, çatlakları dolduran derzlerden anlaşılmaktadır. Yekpare yuvarlak taş levhanın merkezinde beş kollu bezeme, bezemeyi çevreler şekilde de; “Amel-e Sıddık Bin Mahmud, Rahmet-ullahi Aleyhi” ( Mahmud’un oğlu Sıddık’ın eseri, Allah’ın rahmeti (onun) üzerine olsun) yazılıdır.
Görsel 1: Alâeddin Camisi mihrap önü kubbe merkezindeki bezeme ve usta kitabesi görünüşü.
Alâeddin Cami içerisinde tesadüf edip okumasını yaptığımız bir diğer usta kitabesi de doğu yönündeki kubbe merkezinde yekpare taş levha yüzeyindeki dairesel alan içerisindedir. Burada da taş levhanın merkez noktasına denk aydınlatma zinciri asılıdır. Taş levhayı sınırlandıran dairesel çerçeve içerisinde; “Amel-e Ebubekir Bin Gazi” (Gazi’nin oğlu Amel-e Ebubekir) yazılıdır. Kubbe usta kitabelerinden olan bir diğer kitabe ise cami batı yönündeki kubbe eteği üzerine monteli taş levha üzerindedir.
Görsel 2: Alâeddin Cami, orta kubbe merkezindeki usta kitabesinin detay görünüşü.
Dikdörtgen taş levha üzerindeki üç satırlık bu kitabe de ise; “ Amel-e Ebubekir, Bin Gazi, El-Tâcu El-Mu’azzamu İlâ Rahmetillâhi” ( Gazi’nin oğlu Ebubekir’in eseri İslam’ın tacı, ulusu ve Allah’ın rahmetine nail olmuş) yazılıdır.
Görsel 3: Alâeddin Cami, batı yöndeki kubbe eteğindeki usta kitabesinin detay görünüşü.
Sonuç olarak; Caminin ustalarını yeni bulgularımız olan iki usta kitabesiyle birlikte değerlendirdiğimizde; Mimar Mahmud’un oğlu mimar Sıddık ile Mimar Gazi’nin oğlu mimar Ebubekir caminin mimarları olduğu sonucuna varırız. Yine, kubbe altı usta kitabelerinin varlığı; caminin mihrap önü kubbe bölümünü mimar Gazi ile oğlu olan mimar Ebubekir’in yaptığı, caminin diğer bölümlerini ise mimar Mahmud ile oğlu mimar Sıddık’ın yaptığını rahatlıkla düşünebiliriz. Dolayısıyla da mimarların cami inşasını eşgüdümlü olarak yaptıkları sonucuna ulaşmaktayız. Bu sonuçla da kim hangi alanı yapmışsa o bölüme ismini yazarak, ismini ebedileştirmiştir. Usta kitabelerini bu şekilde mekanlarla ilişkilendirdiğimizde, caminin doğu anıtsal taçkapısını ve kuzeye açılan diğer anıtsal kapıyı da Mimar Gazi ile Mimar Mahmud ile Mahmud’un oğlu Mimar Sıddık’ın yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu tür akademik yayınlarımız sayesinde Alâeddin Cami kubbe altı mimar kitabeleri ile ele aldığımız süsleme, literatüre kazandırılacağı dolayısıyla da Niğde kent kültürüne de katkı sağlanacağı inancındayız. Yine bahse konu tespit ve okumalarımızın ile Alâeddin caminin tanıtımı ve anlatımında da mimarlar eksiksiz ifade edilmesinin yolunu da açmış olacağımızın düşüncesindeyiz” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.